8 Ocak 2014 Çarşamba

Freaks (1932) - Hilkat Garibeleri

Herşey 28 Aralık 1895 tarihinde,  Auguste ve Louis Lumiere kardeşlerin sinema tarihinin ilk kapalı gişe gösterimi olan  Sortie des Usines Lumiere a Lyon (Lumiere Fabrikasından Çıkan İşçiler) filmi ile başladı. Filmlerinde ,   trenin istasyona yaklaşırkenki   planı seyircileri korkutacak ve sanki üzerilerine doğru gelen bu trenin, onları ezeceği duygusuna kapılacaklardır.İlginç bir şekilde  amacı korkutmak olmayan bu film,  beklide sinema tarihinde   izleyicisini korkutan  ilk filmdir.O dönemde ilk kez bir perde de hareketli  görüntü izleyen izleyici için bu çok yeni ve olağan üstüdür.Bu ilk sinema gösterimi daha sonra yedinci sanatın doğuşuna sebep olacak ve bu sanata ölümsüz eserler bırakacak sanatçıları yaratacaktır.
Korkmak , hepimizin en temel dürtülerinden biridir.Bilinmezlik hissi bu dürtümüzü harekete geçirmeye yeterlidir.Sinemada korku olgusu , her zaman popüler  ve popüler kültürün ayrılmaz bir parçası olmuştur.Sinema sanatında korku türü sessiz sinemanın ilk örneklerinde görülmektedir.The Hounted Castle (1896) , Frankenstein (1910) ve Nosferatu (1922) gibi ilk korku türleri günümüz korku sinemasının temellerini atmıştır.İzleyicilerde ki  korkma isteğinin farkında olan yapımcılar giderek daha fazla korku temalı yapımlar sunmuşlardır.
1932 yapımı olan Freaks , çekildiği dönemde büyük sansasyon yarattı.Aslen korku türüne dahil edemeyeceğimiz yapım stüdyo tarafında  korku filmi olarak lanse edilmiştir.Yönetmen Tod Browning’in bu kült filmi yaklaşık 30 sene boyunca yasaklanacak  ancak bu süre sonunda film hak ettiği yeri bulacaktır.Freaks , dönemi için hayli sansasyonel bir  yapım.Oyuncularının çoğunluğunu doğuştan deformasyonlu olan gerçek karakter oluşturur.Cüceler , kolları ve bacağı olmayan , kafası vücudu ile orantısız ve zeka olarak engelli oyunculardan oluşmakta idi.Bu, o dönemde filmi izleyenlere korkutucu gelmiş ve salonu terk etmelerine sebep olmuştur.İzleyicileri, fiziksel olarak engelli olan gerçek karakterleri görmek  dehşete düşürmüştür. İstismar sineması örneği gibi duran yapım , yönetmen Tod Browning’in  ince dokunuşları ile insani bir boyuta geçmekte. Browning, filmin ilk jeneriğinde izleyicilerini nasıl bir film ile  karşılaşacaklarını açıklamakta  ve işin insani boyutunu açıklayan sözler ile bitirmektedir.
Film, fiziki deformasyonlarını sirk gösterilerinde sergileyerek para kazanan insanları konu alır.Aynı zamanda normal karakterler de bu deformite olan kişilere gösterileri ile eşlik etmektedirler.Sirkin gözbebeği  güzeller güzeli   Cleopatra , işbirlikçisi ile sirkin finansörü ve cüce olan Hans’ı baştan çıkarıp mal varlığını üstüne geçirmek ister.Önce Hans ile evlenip onu her gün yavaş yavaş zehirleyerek öldürme planı yapar.Fakat onun bu planını öğrenen diğer  deformiteler ona karşı bir intikam planı oluştururlar.Hikaye olarak basit, senaryo ve çekim kurallarında yapımda herhangi bir aksaklık gözükmemekte.Browning mizasen ve ışık gölge kullanımında başarılı.
İlk gösteriminde , gördükleri karşısında dehşete düşen seyircilerden bahsetmiştik.Filmde ise deformite olan karakterler ,normal olanlar tarafından aşağılanmakta ve küçük düşürülmektedir.Bu engelli insanların ruhları ve kişilikleri normal olanlara kıyasla daha insancıl ve onurlu gösterilir.Browing için asıl Freak (ucube ) olanlar normal olanlardır.
Tod Browning aslında üstüne basmak istediği, bireylerin kendisinden farklı olanları ötekileştirmeleri ve onları yalnızlaştırmaya mahküm  etmeleridir. Gösterime girmeden Freaks’ın stüdyo tarafından bir korku filmi olarak lanse edilmesi bunun uzantısı olsa gerek. Stüdyo,  karakterlerin kendi doğal fiziki özelliklerinin izleyici nezdinde  korkunç görüneceğini düşünmüştür.
Freaks , değeri ancak gösterime girdikten 30 sene sonra anlaşılan, bugün kült film seven izleyicilerinin arşivinde mutlaka yer edinmesi gereken bir yapım.Bir başyapıt değil.O dönemde yol açtığı sansasyon ve cesareti ile izlenmeyi hak ediyor. Lumiere kardeşlerin filmi ile nasıl ki insanlar sinema ile tanışıp heyecanlandılar , Freaks’ın yarattığı etkide o dönem için “yeni” olmasından aynı etkiyi yaratmıştır.
                                                                                                                 KAYNAK:http://www.beyazperde.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder